Hıdırellez hakkında anlatılan onca hikayenin içinden en çok annemin çocukluğumuzdan beri bize anlattığını severim.
Kim bilir, belki de onun bu hikayeyi ve ritüellerini bu kadar güzel ve inandırıcı anlatmasının sebebi, kendisinin Hıdırellez günü doğmuş olmasıdır.
İşte hiç unutmadığım o hikaye:
Her yıl 6 Mayıs sabahı gün doğarken, iki kardeş olan Hızır Aleyhisselam ve Hızır İlyas yeryüzünde buluşurlarmış. Hızır Aleyhisselam kırbacını savurarak karadan, Hızır İlyas’da kılıcını savurarak deryadan gelirmiş. Onların kırbacının ve kılıcının birbirlerini selamlarken oluşturduğu rüzgar, gün doğumunda, kimin geceden gül ağaçlarına astığı niyetine değerse, o kişinin niyeti gerçek olurmuş.
O yüzden der annem: 5 Mayıs’da, ikindi vakti geçip akşam ezanı okunmadan önce niyetlerini yaz ve onları gül ağacına as. Kırmızı keselere koyduğun bozuk paralarını da gül ağacının dibine bırak. Her zaman kullandığın cüzdanının içini boşalt ve ağzı açık olacak şekilde, kırmızı keselerin yanına koy.
6 Mayıs sabahı gün doğumundan önce kalk. Evinin camlarını aç ki, evine Hızır bereketi girsin. Ağacında asılı olan niyetleri, para keselerini ve cüzdanı topla. Paralardan birkaçını cüzdanına koy ve hiç harcama. Diğerlerini dostlarınla paylaş, onlar da cüzdanlarına koysunlar. Dışarıya çıkıp yürü, yaprakların üzerine yağan çiğ tanelerine dokun, biraz yüzüne ve ellerine sür ve mutlaka ilk karşılaştığın kişiyi gülümseyerek selamla, kim bilir belki de Hızır Aleyhisselam'dır selamını alan.
Mümkünse 6 Mayıs günü deniz kenarına git ve sonra; "Attım Derya'ya, Derya götüre Mevla’ya…….”diyerek, gece gül ağacına astığın niyet kağıtlarını denize at.
İşte benim ritüelim bunlar. Pek çok ritüel var elbet Hıdırellez için paylaşılan. Ama ben aynen böyle yapıyorum her sene.
Bir de vegan beslenmeye başlamadan önce, çocukluğumuzda yaptığımız gibi, her 6 Mayıs sabahı kahvaltıda kırmızıya boyanmış haşlanmış yumurta yerdim. Eskiden annem kırmızı soğan kabuğu ile yumurtayı kaynatırdı ve kıpkırmızı olurdu. Gıda boyası yerine pratik ve sağlıklı ama artık pek çıkmıyor soğan kabuklarının renkleri. Ben bu sene bu kısmını yapmayacağım, kahvaltıya paprika (kırmızı biber) dahil etmeyi düşünüyorum ama. Kırmızının uğuruna her zaman inanırım.
Ve Perişan Ali’nin dediği gibi:
“Gönül bir saraydır, sevgi sultandır,
İnsanlar kendini bildiği zaman.
Ya Hızır, Can’ım Ya Hızır.
Gözü kör olana ne yapsın Hızır.
Gözü görenlere her yerden hazır...”
Gözü görenlerden olmamız dileğiyle, Habbe’den en sevdiklerimden bir alıntı ile konuya nokta koyayım. “Nereye varırsak varalım, yaptığımız bazı şeyler hiç değişmeyecek. Sadece bir an gelecek ve biz belki de her gün yaptığımız şeyleri sanki ilk kez yapıyormuşçasına, her defasında hayretle mutlu olacağız. İşte bu aradığımız mutluluk.” ve ben tam da bu yüzden her sene aynı şeyi bıkmadan, usanmadan tekrar tekrar yapıyorum.
Hıdırellezimiz kutlu, dualarımız kabul, gönül gözümüz açık olsun canlar...
Benim de Hıdırellez ritüelim önce senin yazdıklarını ilk kez okuyor gibi okumak .🥰
Yarın sabah erkenden Marne kıyısına gitmek ve dua etmek dileklerimle, iyilik ve güzeşlikler bizimle olsun 🤲🏻